Yazar: OSCARSBOOKS

Emily – L.M. MONTCOMERY ”Sevginin olduğu yerde acı ve korkuya yer yoktu ve sevgi her yerdeydi.”⠀ ⠀ ”Sıradan bir kız olsam da başka biri olmak yerine kendim olmayı tercih ederim.”⠀ ⠀ Herkese merhaba, bugün sizler ile Ephesus Yayinlari‘ndan yeni çıkan Emily serisinin birinci kitabının yorumunu paylaşacağım. ⠀ Öncelikle şunu söyleyeyim, bana bu kitabın yazarını söylemeseydiniz ben kesinlikle Anne okuduğum için yazarı tahmin ederdim. Emily de Anne gibi o kadar kendine özgün, tatlı ve akıllı ki. Yazar Emily karakterini de Anne gibi tatlı mı tatlı yazmış. ⠀ Konusuna bakacak olursak, Emily’nin babası hiç ummadığı bir anda bir hastalıktan vefat eder, annesi…

Read More

Bir Haremağasının Hatıraları – SUAT DERVİŞ ”Gözlerime yaşlar dolduğunu hissettim. Utanmasam ağlayacaktım. Hayatta bana o büyük kötülüğü yapmış olanlar sanki benim kalbimi de öldürmüşler miydi? Benim hayattaki nasibim sade ümitsizce sevmek mi? O kendi aşkı, acısı ve derdiyle o kadar meşguldü ki, gözlerimin yaşla dolduğunu, ağlamak üzere olduğumu fark etmedi bile.”⠀ Herkese merhaba✨ Bugün sizler ile çok severek okuduğum bir Haremağasının Hatıraları’nı paylaşacağım. Öncelikle sevgili yazar Suat Derviş’ten bahsetmek istiyorum. Kendisi döneminin en başarılı kadınlarından. Hayatını biraz araştırdım ve hayran kaldım. Hele ki bu kitabı sadece on beş günde yazdığını öğrendiğimde çok şaşırdım. Yazarımızın babası çok hasta ve tedaviyi karşılayacak…

Read More

Çizgili Pijamalı Çocuk – JOHN BOYNE ”Bir ev; bir sokak, bir şehir ya da tuğla ve harç gibi yapay şeyler değildir. Ev, insanın ailesinin olduğu yerdir.”⠀ “Bruno, Schmuel’e her gün, tellerin altından geçip beraber oynamayı teklif etti, ama Schmuel her gün hayır dedi.”⠀ Çizgili Pijamalı Çocuk, bir solukta bitirdiğim kitaplardan. İsmi sizi yanıltmasın, bu bir çocuk kitabı değil. Olay örgüsü Hitler ve Nazi döneminde bir toplama kampında geçiyor. Bu kampta esir olan çocuklardan biri yani Schmuel ve bu kampta görevli askerlerden birinin oğlu Bruno’nun hayatlarının bir bölümü anlatılmakta. Bu iki küçük çocuğun gözünden yaşanan bir soykırıma tanıklık ediyoruz.⠀ Başladığınız an…

Read More

Köpek Kalbi – MİHAİL BULGAKOV “Şunu anlayın ki, asıl korkunç olan artık köpek kalbi değil insan kalbi taşıması. Yani doğada var olanlar arasında en rezilini.”⠀ Bir köpeğim olduğu için içinde köpek geçen kitapları her zaman merak etmişimdir. Bu kitabı merak etmemin en büyük sebeplerinden biri bu oldu. Kitabın yorumlarını ve konusunu okuduğumda da inanılmaz merak ettim.⠀ Öncelikle size şunu söyleyeyim. Kitap sadece bir kurgudan ibaret değil. Yazarımız kitabında Sovyet toplumunu kurgu yoluyla alttan alttan eleştiriyor. ⠀ Kitabımızın konusu şöyle. Şarik isimli bir sokak köpeği var. Ünlü bir bilim insanı Filip Filipoviç bir gün Şarik’i evine alıyor ve hayatını kaybetmiş bir…

Read More

05Martı – JONATHAN LİVİNGSTON ”Yola çıkanlarımızın çoğu çok yavaştı. Nereden geldiğimizi hemen unutup nereye gittiğimizi merak bile etmeden, günübirlik yaşayarak çoğu kez birbirinin aynısı olan şeyi yaptık; bir dünyadan gelip diğerine gittik.”⠀ Kitap ince olmasına rağmen verdiği mesaj çok anlamlı. Kitabın yarısı neredeyse illustrasyondan oluşuyor ama geri kalan sayfalardaki anlatım çok yeterli. Kitapta, herkesten farklı olmanın ve farklı davranmanın diğer insanları ne kadar rahatsız ettiğinden bahsediliyor. İnsan olarak isteyip de yapamayacağımız hiçbir şey olmadığı öyle güzel anlatılmış ki.⠀⠀ Belki de birçoğumuz içimizdeki potansiyelin farkında değiliz, neler yapabileceğimizi bilemiyoruz. Kendimizin farkında olmalı, kendimizi durmadan geliştirmeli ve öğrenmeliyiz. Bu hayata hepimizin bir…

Read More

Bab-ı Esrar – AHMET ÜMİT “Sevdiğimi söylemezsem sevmek derdi beni boğar.” Yunus Emre.⠀ Ahmet Ümit’in kalemi her zamanki gibi çok tanıdık olsa da bu eserinde birçok farklılık mevcut.⠀ Şehir olarak Konya seçilmiş ve de alışık olduğumuz polisiye havasından biraz olsun sıyrılıyoruz. Okurken gözlerim Başkomiser Nevzat’ı arasa da, kitaptaki değişik havayı çok sevdim. Hatta Ahmet Ümit’in İstanbul Hatırası’ndan sonra en sevdiğim eseri oldu diyebilirim. ⠀ Kitap bize Mevlana ve Şems arasındaki ilişkiyi anlatıyor. Tema olarak ilginç ve iddialı bir seçim olduğunu düşünüyorum. Kitabın kurgusu çok iyi ve dozunda olacak şekilde beni geren, meraka düşüren noktaları vardı. Kitabın bize asıl vurguladığı şey…

Read More

Dönüşüm – KAFKA NABOKOV “Gregor Samsa bir sabah bunaltıcı düşlerden uyandığında, kendini yatağında dev bir böceğe dönüşmüş olarak buldu.”⠀⠀ Dönüşüm, Franz Kafka’nın en çok okunan eseri. Sayfa sayısı bu kadar az olup da bu kadar yoğun mesajlar veren ve okuyucuyu derinden etkileyen kitaplara bayılıyorum. Kesinlikle en sevdiğim kitaplar arasında. Çok bilinen bir eser olduğu için ben bu güzel eserden birkaç alıntı bırakıp düşüncelerimi noktalıyorum.⠀ ”Paltom bile ağır gelirken, nasıl taşırım koskaca dünyayı sırtımda?”⠀⠀ ”İçtenlikten uzak, asla sürekliliği olmayan insan ilişkileri. Hepsi yerin dibine batsın!”⠀ ”Herkes beraberinde taşıdığı parmaklıkların ardında yaşıyor.”⠀ ”Beni hayal kırıklığına uğratan benden başkası değil.”⠀⠀ Keyifli okumalar dilerim.

Read More

Erdem Yılı – KİM LİGGET ”İş buraya kadar gelirse ölümümü ağırbaşlılık ve erdemle karşılayabileceğimi düşünmüştüm hep, tıpkı meydanda darağacına gidişini izlediğim sayısız kadın gibi. Ama böyle ölmenin, canlı canlı derinin yüzülmesinin ağırbaşlı ya da erdemli bir yanı yok.” ⠀ Herkese merhaba Bugün sizler ile acayip beğendiğim Erdem Yılı’nı paylaşmaya geldim. Kitaba çok büyük bir beklenti ile başlamıştım ve kitap beklentimi katbekat karşıladı. Bu kitabı okurken içimde bir yer sızladı. Kadınlara yapılan bu haksızlığın asla bitmemesi ve hatta bitmeme olasılığı sinirime dokunuyor. Harika bir distopya okudum diyebilirim.⠀⠀ Kitaba adını veren bir terim, Erdem Yılı. Karakterler bu iki kelimeyi ağızlarına alamıyorlar çünkü ondan…

Read More

Ejderha Dövmeli Kız – STİEG LARSSON ”Şu arkadaşlık dediğin şeyin bir ayağı güven değil miydi?”⠀ Çoğumuz kalın kitaplara hep ön yargı ile bakarız. Acaba sıkıcı mı, acaba yazar gereksiz betimlemeler ile kitabı uzatmış mıdır diye düşünürüz.Ejderha Dövmeli Kız yazarımızın Millennium Serisinin ilk kitabı. Bu kitap o kadar akıcı ki, kalın kitaplara önyargınız varsa bunu yıkacağına emin olabilirsiniz. Gerilim, korku, heyecan ve merak duygularını size sonuna kadar yaşatacak cinsten bir kitap. Olay örgüsü, güçlü karakterleri ve konusu ile çok akıcı. Favori karakterim tabiki Lisbeth Salander. Romanlardaki güçlü kadın karakterleri hep çok sevmişimdir. ⠀ Kitabın filmini de izlemenizi öneririm. Keyifli okumalar dilerim.⠀⠀…

Read More

Kült Eseri – WİLLİAM GOLDİNG 📚”Demek istediğim şu… Bizden (insanlardan) başka canavar yok belki…” -Sineklerin Tanrısı⠀ ⠀ Bugün size William Golding’in kült eserlerinden biri olan Nobel Ödüllü bu güzel kitaptan bahsetmek istiyorum. ⠀ Yoğun bir savaş dönemi sırasında Britanya’dan bir grup öğrenciyi kurtarmak için taşıyan uçak vurularak ıssız bir adaya düşer. İlk başlarda aslında her şey oldukça yolunda gider. Çocuklar çocuk olmanın heyecanıyla denizin, kumun tadını çıkarıp bütün gün eğlenirler. Ayrıca demokratik bir şekilde kendilerine lider bile seçerler. Ancak bir süre sonra insanlığın egosu ve doyumsuzluğu acımasızca kendini göstermeye başlar. Ada kendini koca bir kaosun içinde bulur. Çocuklar inanılmaz bir…

Read More

Piraye – CANAN TAN ”En yakınlarım bile farkında değildi ama, bambaşka bir iklimin insanıydım artık ben.”⠀⠀ Kitapta iki farklı dünyadan iki insanın bir araya geldiğinde neler yaşadığını görüyoruz. Bir insan nereli olursa olsun, nasıl bir eğitim almış olursa olsun yaptığı evliliğin hayatını nasıl etkilediğini yazarımız çok güzel anlatmış. Baş kahramanlarımız Piraye ile Haşim farklı dünyalardan iki insan. Kaderlerinin nasıl birleştiğini, aşklarını ve yapılan haksızlıkları okurken ben çok etkilendim. Piraye ile Nazım kitabın neresinde diyecek olursanız da, kahramanımız Piraye’nin babası, Nazım Hikmet’in sevdiği Piraye’den etkilenip kızına bu ismi vermiş. Kitap bana göre çok akıcı ve sürükleyici. ⠀ Okumanızı tavsiye ediyorum. Keyifli…

Read More

Karanlığın Sol Eli – URSULA K. LE GUİN ”Zor bir zamanda yaşıyoruz, şükran olmayan bir zamanda.”⠀ Müthiş bir distopya yorumu ile karşınızdayım. Yazarımız öyle farklı bir toplum kurgulamış ki, toplumda cinsiyet kavramı yok. Kitabı okurken sürekli olarak -acaba gerçekten böyle olsa neler olurdu- diye sorguladım.⠀ Kitapta daha önce hiç karşılaşmadığımız bir gezegen tanımlanıyor. Gezegende farklı topluluklar ve ülkeler bulunuyor. Bireylerin tümü cinsiyetsiz. Dolayısıyla toplumda cinsiyet kavramı da yok. Bir ay yirmi altı günden oluşuyor. Bu yirmi altı gün içinde birkaç günlüğüne cinsiyet kavramı oluşuyor ve süre bitince cinsiyetsizlik kavramı tekrar ortaya çıkıyor. Dolayısıyla toplumlarda cinsiyet sebebi ile oluşacak herhangi bir…

Read More

Havva’nın Üç Kızı – ELİF ŞAFAK ”Senin gönlün değişirse, dünya değişir.”⠀ Kitabımız bir aksiyon filminin giriş sahnesi edası ile başlıyor ve bu giriş ile okuyucuda merak uyanıyor. Sonraki sayfaları da hızlıca okumaya başlıyorsunuz.⠀⠀ Kitap üç kadın kahramanın etrafında dönüyor. Mona, Peri ve Şirin. Bu üç kadının yolları Oxford’da kesişiyor. Peri diğer iki kadın ile geçirdiği süre boyunca, onların düşünceleri arasında kalıp kendini bulmaya çalışıyor. Kitabın yarısının Oxford’da geçmesini, farklı düşüncelerden farklı insanları bizimle buluşturmasını ve farklı dünyalardan insanların ortak paydalarda buluşmasının okuyucuya gösterilmesini sevdim. ⠀⠀ Fakat kitapta çok popüler olan kavramların bulunması bende tekdüze bir okuma gerçekleştirdiğim hissini uyandırdı. Doğu-batı…

Read More

Satranç – STEFAN ZWEİG ”Muhtemelen kitabı hemen elime alıp okuduğumu düşüneceksiniz. Kesinlikle hayır! Önce bir kitabım olmasının sevincini yaşamak istiyorum.”⠀ Stefan Zweig yine bu kitabında karakterlerin duygularını ve psikolojilerini öyle güzel aktarmış ki, okurken kendimi karakterlerle iç içeymiş gibi hissettim. Kitaptaki iki ana karakter satrança ayrı iki pencereden bakıyor. Aynı oyuna iki farklı bakış açısı öyle güzel anlatılmış ki, okurken kendinizi hikayenin içinde buluyorsunuz ve meraklanıyorsunuz. Kısa süre içerisindeki duygu değişimleri bizi oradan oraya sürüklüyor. ⠀ Özellikle kitaptaki hiçlik bölümü beni çok etkiledi. Hele ki Zweig’ın bu kitabı bitirmesinden hemen sonra karısı ile birlikte intihar etmesi, nasıl bir ruh hali…

Read More

Altıncı Koğuş – ANTON ÇEHOV ”Benim hastalığım, yirmi yıl içinde bütün kasabada tek bir akıllı adam bulabilmemdir. Ama o da bir deli!” Altıncı Koğuş Anton Çehov’dan okuduğum ikinci kitap. Martı eserini de beğenmiştim ama bunu kesinlikle daha çok beğendim. Kişiler arasındaki diyaloglar öyle güzel ki, bazı cümleleri tekrar tekrar okudum. İnce olup da böyle güzel etki bırakan kitapları gerçekten çok seviyorum. Bir kitabı bitirdiğimde hissettiğim o iyi ki okudum hissi beni gerçekten çok mutlu ediyor. ⠀ Kitapta, bir kasabada akıl hastanesinde yatan hastaların hayatlarının küçük bir kesitine tanık oluyoruz. Kitabın başkahramanı şüphesiz ki İvan Dmitriç. Dmitriç öyle felsefi konuşuyor ki…

Read More

Koku – PATRİCK SÜSKİND ”Deniz kokusu öyle hoşuna gitti ki, onu günün birinde saf ve katışıksız olarak ve içinde boğulabileceği kadar çok ele geçirmek istedi.”⠀ Koku, heyecanla okuduğum ve iyi ki okudum dediğim kitaplardan biri oldu. Kokulara ilgim olduğundan da olabilir. Bir koku beni çocukluğuma götürürken, başka bir koku çok üzgün bir anımı hatırlatır ya da bir kokuyu duyduğumda inanılmaz huzurlu hissederim. Bu kitabı merakla okumamın en büyük sebebi buydu. Başkahramanımız Baptise Grenouille’nin Hayatı ilk doğduğu andan itibaren çok dramatik. Annesi onu bir balıkçı tezgahının altında dünyaya getirir ve ondan kurtulmak ister. Tam bu sırada yakalanır ve çocuğundan kurtulmak istediği…

Read More

İnci – JOHN STEİNBECK ”Oğlum okumayı öğrenecek, bütün o kitapları okuyacak. Oğlum yazmayı öğrenecek ve yazacak. Oğlum sayıları öğrenecek. Bütün bunlar bizi özgür kılacak, çünkü o bilgilenmiş olacak, bizler de ondan öğreneceğiz.”⠀ Herkese merhaba! Bugün sizlerle kalemini çok beğendiğim John Steinbeck’in İnci kitabının yorumunu paylaşacağım. ⠀ Ben bu kitabı o kadar çok beğendim ki. Bir solukta bitirdim. Kapağını açtım başladım ve kapattığımda bitirmiştim. Çok büyük bir merakla okudum, çok akıcıydı ve dili çok güzeldi.⠀ Kitapta inci avcısı olan Kino ve ailesinin hayatının bir dönemine şahit oluyoruz. Dönemin yaşama koşulları, sınıf farklılıkları ve insan ilişkileri o kadar güzel aktarılmış ki. Yazar…

Read More

Yeraltından Notlar – FYODOR DOSTOYEVSKİ “Yeraltındaki yuvamda aşkı bir mücadeleden başka türlü hiç canlandırmadım hayalimde. Sevmeye her zaman nefretle başladım ve karşımdakine ruhsal boyuna indirmekle bitirdim. Sonra da boyun eğen o insanı ne yapacağımı bilemedim.” ⠀ Herkese merhaba!⠀ Bugün edebiyata yön veren klasiklerden biriyle geldim. Yeraltından Notlar o kadar muazzam bir eser ki bunu yorumlamak benim haddime mi diye bile düşündüğüm oldu. Kitap 19. yüzyılda Dostoyevski sürgünden döndüğünde yazılmış. Fakat kitabın ne zaman yazıldığının hiçbir önemi yok çünkü insanlığın en büyük ve daimi kusurlarından mükemmel bir şekilde bahsedilmiş.⠀ Kitap iki kısımda oluşuyor, ilkinde karakterimizin kendiyle konuşmasına şahit oluyoruz. Bu kısımda…

Read More

Sahilde Kafa – HARUKİ MURAKAMİ “İnsan kendisinin eksik bir parçasını bulmak umuduyla aşık olur. O yüzden de, aşık olduğu insanı düşünürken, az ya da çok hüzünlenir.”⠀⠀Annesi ve ablası onu 4 yaşındayken terk eden, babasıyla hiçbir zaman ilişki kuramayan Kafka Tamura 15. yaş gününde planladığı gibi eşyalarını toplayıp evi terk eder. Başka bir şehire geldiğinde kitaplara olan ilgisinden dolayı onu etkileyen Kamura Kütüphane’sine gider. Acaba bu sadece mükemmel dizayn edilmiş bir kütüphane mi yoksa çok daha fazlası mı?⠀⠀Farklı hayatları akıl almayacak biçimde kesiştiren Murakami bizi bir metafor labirentine sokuyor. Kafka babasının lanetli kehanetini yaşayacak mı? Bu, kitabı okurken soracağınız onlarca sorudan…

Read More

Siddhartha-HERMAN HESSE ”Günlük yaşamın bütün o çocuksu uğraşlarına ben de kendimi vererek bütün kalbimle katılsam, ben de gerçekten yaşasam, gerçekten bir şeyler yapsam, gerçekten yaşayıp hayattan keyif alsam, böyle bir seyirci gibi hayatın yanı başında durup dikilmesem, diye geçirdi içinden.”⠀ ⠀Kitap, kahramanımız Siddhartha’nın kendi arayışını ve kendisini anlama yolcuğunu anlatıyor. Hayatımız, dünyaya geldiğimiz an başlayıp hayata veda ettiğimiz an son bulan bir yolculuktur. Her insan bu yolculuk boyunca bir arayış içerisindedir. Kimisi mutluluğu, aşkı, huzuru ararken; kimisi ise dinginliği ve yalnızlığı arar. Sürekli olarak kendimize yeni hedefler koyup kendimizi yeni arayışlar içinde buluruz. Belki de hayatın anlamı tam olarak budur.…

Read More