Osmanlı’dan Günümüze Taşınan Nefis Osmanlı Şerbeti
Şerbet, Batı ve Doğu Asya’da oldukça popüler arapça bir kelime olan “shariba”dan geliyor. Türklerin, 11. yüzyıldan beri meyvelerin suyunu sıktıkları ve şerbet tükettikleri biliniyor. Kendisi için bir saray içeceği, geleneksel bir tat ve iyileştirici de denebilir. Yusuf Has Hacib’in Kutadgu Bilig’inde, Kaşgarlı Mahmut’un Divanü Lügat-it Türk’ünde, İbn-Sina’ın El-Kanun’da ve Mevlana’nın Mesnevisi’nde de şerbete olan övgüler yer alıyor.
İçimine gelince, kışın çuvallarla toplanan kar ve buz, “karlık” denilen derin çukurlara gömülüp üstü keçeler veya otlarla kapatılarak muhafaza edilir, yazın açılarak mutfaklara taşınır, şerbetlere eklenirmiş. Hem şerbet hem de onu karla soğutma yöntemi, 16. yüzyıldan itibaren Avrupa’da da yayılmış. Şerbet kelimesinin bu şekilde İtalyancaya “sorbetto”, oradan da Fransızcaya “sorbet” olarak girdiğine dair bazı bilgiler de var.
Osmanlı sarayında şerbetlerin ayrı bir önemi vardı. Şerbetler, helvahane denen bölümde diğer tatlılarla birlikte hazırlanırdı. Bugüne ulaşan kaynaklardan bildiğimiz kadarıyla Osmanlı sarayında gül şerbeti, limon, demirhindi, ayva, vişne ve nilüfer şerbeti gibi şerbetler oldukça popülerdi.
Evde Kolaylıkla Yapabileceğiniz Enfes Osmanlı Şerbeti Tarifi
Malzemeler:
- 500 gram vişne veya kırmızı erik
- 2 litre su
- 2 adet limon
- 1 su bardağı şeker (arzuya göre azaltma çoğaltma yapabilirsiniz)
- 7-8 adet karanfil
- 1 adet kabuk tarçın büyük boy
- 1 parça kök zencefil
Tarifi:
- Öncelikle tencereye su, tarçın, karanfil, kök zencefil ve şekeri koyup, ocağa koyuyoruz.
- 5 dakika kadar kaynayınca, içine vişneleri koyuyoruz ve biraz daha kaynatıyoruz.
- 2 adet limon suyunu ilave edip, kaynamaya bırakıyoruz.
- Kaynamakta olan şerbetin üzerine gelen köpükleri alıyoruz.
- Vişneler çatlamaya başladığında, artık soğumaya bırakıyoruz.
- İçindeki tarçın, zencefil ve kabuk tarçını alıyoruz.
- Dilerseniz kasede, dilerseniz süzerek bardakta içebilirsiniz.