"use strict";
var adace_load_650fa4bcc8888 = function(){
var viewport = $(window).width();
var tabletStart = 601;
var landscapeStart = 801;
var tabletEnd = 961;
var content = '%09%3Cdiv%20class%3D%22adace_ad_650fa4bcc8833%22%3E%0A%0A%09%09%0A%09%09%09%0A%09%09%09%3Cscript%20async%20src%3D%22https%3A%2F%2Fpagead2.googlesyndication.com%2Fpagead%2Fjs%2Fadsbygoogle.js%22%3E%3C%2Fscript%3E%0D%0A%3C%21--%20728x90%20--%3E%0D%0A%3Cins%20class%3D%22adsbygoogle%22%0D%0A%20%20%20%20%20style%3D%22display%3Ainline-block%3Bwidth%3A800px%3Bheight%3A90px%22%0D%0A%20%20%20%20%20data-ad-client%3D%22ca-pub-3772440372314582%22%0D%0A%20%20%20%20%20data-ad-slot%3D%222216841943%22%3E%3C%2Fins%3E%0D%0A%3Cscript%3E%0D%0A%20%20%20%20%20%28adsbygoogle%20%3D%20window.adsbygoogle%20%7C%7C%20%5B%5D%29.push%28%7B%7D%29%3B%0D%0A%3C%2Fscript%3E%0A%09%09%09%3C%2Fdiv%3E%0A%09';
var unpack = true;
if(viewport=tabletStart && viewport=landscapeStart && viewport=tabletStart && viewport=tabletEnd){
if ($wrapper.hasClass('.adace-hide-on-desktop')){
$wrapper.remove();
}
}
if(unpack) {
$self.replaceWith(decodeURIComponent(content));
}
}
if($wrapper.css('visibility') === 'visible' ) {
adace_load_650fa4bcc8888();
} else {
//fire when visible.
var refreshIntervalId = setInterval(function(){
if($wrapper.css('visibility') === 'visible' ) {
adace_load_650fa4bcc8888();
clearInterval(refreshIntervalId);
}
}, 999);
}
})(jQuery);
Dünyada krize neden olan korona virüs (COVID-19) salgını Dünya Sağlık Örgütü tarafından pandemi ilan edilmiş olup tüm ülkeler salgına yönelik tedbirler almıştır. Ülkemiz de dahil olmak üzere alınan bu tedbirler kapsamında eğitime ara verilmiş, bireylere salgının yayılmasını önlemek amacıyla evlerinde kalması önerilmiştir. Bu sebeple bireysel alışkanlıkları ve sosyal yaşantıyı da büyük ölçüde değiştirdi. Virüsün hayatımıza girmesiyle birlikte sosyal mesafe ve karantina dönemi gibi farklı kavramları da beraberinde getirdi. Alınan tedbirler doğrultusunda evde kendimize, ailemize veya eşimize ayırdığımız vakit büyük oranda arttı. İç yolculuğumuza daha fazla yöneldiğimiz, ilişkilerimizi gözden geçirdiğimiz ve birçok yeniliği keşfettiğimiz bu dönemde kimi ilişkiler olumlu kimi ise olumsuz etkilendi. Örneğin aynı evde sürekli birbirlerini gören eşler birbirlerinin hatalarını, eksik taraflarını da daha fazla görmeye başlarlar ve tahammül sınırları azalır. Kriz durumlarında insanlar hayatta kalma içgüdüsü ile krize farklı tepkiler verebilir. Eşlerinin kriz anlarında nasıl olduğunu diğer eşler fark edemeyebilir. Bunun üzerine kavgalar, şiddetli tartışmalar başlar. Eşler bu tartışmayı olumlu bir şekilde atlatamadıkları zaman evlilik birliğinde şiddetli geçimsizlik durumu baş gösterir ve en sonunda kanundaki 166. maddeye dayanılarak evlilik birliğinin temelden sarsılması sebebiyle boşanma davası açılabilir. Burada boşanma sebepleri korona virüs salgını değil, virüsün getirmiş olduğu psikolojik sonuçlar ve bu sonuçlara katlanamama durumudur.
Ülkemizde kanuna göre boşanma davası açılabilmesi için kural olarak karşı tarafın kusurlu olması gerekir. Eşlerden birisinin korona virüs sebebiyle enfekte olması, tek başına boşanmaya neden olmamaktadır. Çünkü salgına yakalanan eşin bir kusuru yoktur. Ancak korona virüs hastalığına yakalanan eşin, hastalığın tedavisi için üzerine düşen karantina ve benzeri tedavilerden kaçınması boşanma nedenidir ve burada tedaviden kaçan eş kusurlu olur. Bu durumda hasta olmayan diğer eş, salgına yakalanan eşin tedavi için gerekli özeni göstermediğini ve aynı evde birlikte yaşadıklarından dolayı kendi sağlığını da tehlikeye attığını gerekçe göstererek boşanma davası açabilir. Korona virüs hastalığına yakalanan eş ise, hastalığı süresince eşinin yanında olmadığını ve tedavi için gereken özeni göstermediğini gerekçe göstererek boşanma davası açabilir. Burada her ne kadar hastalığa yakalanmak bir boşanma sebebi olarak gösterilse de asıl boşanma sebebi eşlerin birbirlerine karşı yerine getirmeleri gereken yardım yükümlülüğünün yerine getirilmemesinden dolayı ortaya çıkan evlilik birliğinin sarsılmasıdır. Çünkü eşlerin kanuna göre aile birliğinin mutluluğunu el birliğiyle sağlamak ve çocukların bakımına, eğitim ve gözetimine beraberce özen gösterme yükümlülüğü bulunmakla beraber birbirlerine yardımcı olmak gibi bir ailevi görevleri de bulunmaktadır. Yardım yükümlülüğü eşlerin salgın sürecinde birbirlerine karşı yerine getirmeleri gereken en önemli yükümlülüktür.
İster sosyal izolasyon ve karantina sebebiyle ortaya çıkan şiddetli geçimsizlik olsun ister eşlerin hastalığa yakalanması sebebi olsun, bu süreç online evlilik terapisiyle ve eşlerin bu sıkıntılı sürecin geçeceğini umut ederek yaşanan sorunlara karşı anlayışlı yaklaşımlarıyla çözülebilmektedir. Tabii ki fiziksel şiddete maruz kalan bir evliliğin karantina sebebiyle daha çok zarar göreceği endişesiyle şiddet gören eş, şiddetin hiçbir zaman sona ermeyeceğini düşünerek bu durumu ileri sürüp boşanma davası açabilir.
Kanuna göre, korona virüs sebebiyle boşanma davası, eşlerden birisinin ikamet ettiği veya son altı ay içerisinde beraber oturdukları ortak konutun bulunduğu Aile Mahkemesi’nde açılabilir. Boşanma davasını açmak isteyen eş; evde sürekli beraber olmaktan dolayı yaşanan fiziksel ve psikolojik şiddeti, yaşadığı şiddetli geçimsizliği kanunda belirtilen hukuki gerekçeleri sebep göstererek boşanma davasını açabilir.
Sonuç olarak boşanma sürecine girmeden önce eşlerin, sağlıklı düşünerek salgının bir sonucu olan sosyal izolasyon, karantina durumlarının salgın bitince sona ereceğini, bu olumsuz psikolojik sürecin onca yıldır emekle oluşturulan evliliklerine zarar vermelerine izin vermeyeceğini göz önünde bulundurarak anlaşma yoluna gitmeleri, salgından dolayı artabilecek boşanma başvurularını sayısını azaltabilir.