Bilimin Karanlık Yüzü: Öjenik-Seçilmiş İnsan Irkı
Öjenik, kaba haliyle ilk kez Platon tarafından ortaya atılmış, ancak modern anlamıyla ilk olarak Sir Francis Galton tarafından formüle edilmiş, sağlıksız ceninleri ayırıp, sağlıklı ceninler yetiştirmenin yollarını arayan, bilimselliği tartışmalı bir toplumsal akım veya toplumsal felsefedir. Öjenik, Galton’un iyi doğan anlamında eski Yunancadan ürettiği bir kelimedir.
Galton, Evrim teorisinin de etkisiyle, insandaki kalıtımla geçen özellikleri, farklı zihinsel yetenekleri ve kişisel karakteristikleri ölçerek bulmaya girişti. Öyle bir varsayımla hareket ediyordu ki, bireysel farklılıkları gösterebildiğinde, dolaylı olarak genetik etkeni de göstermiş olacağını sanıyordu.
Galton ve çağdaşı Wund’un insan işlevlerinin laboratuvarda ölçülebileceğini ileri süren öncü çabalarıyla, liberal siyaset felsefesinin kurucusu olarak kabul edilen John Locke’un duyumculuğunun bütün bilginin duyumlardan geldiği şeklindeki önermesi birleşince zekayı ölçmeye çalışan psikologlar, daha çok bireyler arasındaki duyusal-motor farklılıklara yöneldiler. Zeka farklılıklarını görme keskinliğinden, acıya karşı duyarlılığa, hatta avuç içindeki çizgilere kadar birçok etkenle açıklamaya kalkıştılar.
Hatta, Platon, devletin vatandaşların üreme eylemlerini denetlemesi gerektiğini ileri süren ilk filozoftu. Buna göre daha sağlıklı ve yetenekli bireylerin üreme düzeyi arttırılmalıydı. Keza Sparta’da, yeni doğan bebekler yetişkinlerce kontrol edilir ve yaşamını sürdürüp sürdürmeyeceğine karar verilirdi.
Sağlıksız olduğu düşünülenler Taygetus Dağı’na götürülür ve orada öldürülürdü. Bu duruma daha çok erkek bebekler maruz kalırdı çünkü sadece en güçlü erkekler yaşamalıydı. Adolf Hitler, bu yöntemlerinden dolayı Spartalılara hayranlık duyuyordu.
Romalılar da, benzer bir yöntem uygulamaktaydılar. Uygun bulmadıkları bebekleri Tiber Nehri’nde boğarak öldürürlerdi.