İsa Peygamber’in Portresi Yeniden Çizildi. Kısa Saçlı, Kısa Boylu, Esmer Bir Ortadoğulu…
Sanatçıların çalışmalarında kültürlerinin ve geleneklerinin derin etkileri olduğunu yadsınamaz bir gerçektir. İsa, dünyanın farklı yerlerinde farklı şekilde resmedilir. Bazen siyah derili, bazen arap ve hatta ispanyol olarak. Kültürlere, sanatçının hayaline, belki de en önemlisi inanılmak istenene göre çizilmiş bu tasvirler yapılan araştırmalara göre hiçte doğru değildi.
Netice olarak da temel sorun devam ediyor: İsa Mesih neye benziyordu?

İsa Peygamber’in Portresi Yeniden Çizildi. Kısa Saçlı, Kısa Boylu, Esmer Bir Ortadoğulu…
Wilmington’daki North Carolina Üniversitesi’nde adli antropoloji dersleri veren profesör A. Midori Albert’in açıklamalarına göre adli antropoloji, fiziksel antropolojinin gelişmesi yolunda farklı insan gruplarını incelemek için kültürel ve arkeolojik verilerin yanı sıra fiziksel ve biyolojik bilimleri de kullanır. Bu son derece özelleşmiş alandaki uzmanların genetik, insan büyümesi ve gelişimi ile ilgili bilgili olması gerekmektedir. Uzmanlar araştırmalarında ayrıca primatoloji, paleoantropoloji (primat ve insanın evrimi) ve insan osteolojisi (iskelet çalışması) alanlarından da faydalanır. Bu tür araştırmalarda beslenme, dişçilik ve iklim uyumu gibi arka planda kalan veriler bile rol oynar.
Adli antropoloji genellikle suç vakalarını çözmek için kullanılsa da İngiltere’nin Manchester Üniversitesi’nden emekli bir tıp sanatçısı olan Richard Neave, bu alanın İsa’nın görünümüne de ışık tutabileceğini fark etti. Making Faces: Using Forensic And Archaeological Evidence’in ortak yazarı Neave, Makedonyalı II. Philip dahil Büyük İskender’in babası ve Frigya Kralı Midas’ın yüzlerini yeniden yaratmıştı. Yani herhangi biri İsa’nın gerçekçi bir portresini yapacak olsa bu Neave olurdu denilebilir.
Neave, X ışınlı tomografi kullanarak kafataslarını dilim dilim haritalandırılır. Böylece her birinin yapısıyla ilgili en küçük ayrıntı dahi ortaya çıkar. Sonrasında özel bilgisayar programları ile temsili bir Sami kafatasının üzerindeki kaslar ve cilt yeniden yaratılır.

Ve böylece yüzün dijital bir 3D rekonstrüksiyonu, ardından ise kafatasının alçısı oluşturulur. Sıra ince ayrıntılardadır ve öncesinde simüle edilmiş cilt kil yardımıyla yüz dokusunun…
Kalınlığına uygun şekilde uygulanır. Burun, dudaklar ve göz kapakları daha sonra alttaki kasların belirlediği şekli takip edecek şekilde modellenir. Ancak bir sorun vardır saç ve göz rengi. Neave’nin ekibi bu boşluğu doldurmak için ise eski çizimlere başvurur.
Kitabı Mukaddes derlenmeden önce yapılan bu çizimlerde açıkça görünür ki o dönemde pek “açık renkli göz” yoktur. Ayrıca İsa, Yahudi geleneğine uygun olarak sakallı olmalıdır. Peki saçlar?
İsa sıklıkla uzun saçlı tasvir edilir; ancak Neave’e göre bu yanlış. Burada ise referans Aziz Pavlus’tur, şöyle der: “Eğer bir erkeğin uzun saçı varsa bu onun rezilliğidir.” O halde İsa uzun saçlı değil dönemin erkeklerine uygun sık bukleli kısa bir saça sahip olmalıdır.
O dönemden kalan iskelet kalıntıları incelendiğinde, 1 buçuk metre, kilolarının ise 50 kg civarı olduğu düşünülür. Tabii unutmamak lazım ki İsa 30 yaşına kadar dış mekanlarda marangozluk yapmıştır, bu bakımdan daha kaslı olması olasıdır. Ancak güneş yüzünü yakmış ve buruşturmuş olmalıdır.
İşte İsa Peygamber’in gerçeğe en yakın tasvir edilmiş yüzü;
