İddia Ediyoruz Bu Yazıyı Okuduktan Sonra Çay Yerine Kahve İçeceksiniz…
Kafenin dünyada en çok tüketilen fiziksel olarak aktive edici bileşen. Kahve içtikten sonra kafein kanınıza karışarak ve beyne ulaşıyor, beyinde ise adenozin adlı nörotransmitteri bloke ediyor. Sonrasında norepinefrin ve dopamin oranımız artıyor. Bir fincan filtre kahve antioksidan ve vücudun ihtiyacı olan birçok besin maddesi ile doludur diyebiliriz.
Araştırmalara göre kahveseverler birçok ciddi hastalığın etkisini sadece kahve içerek azaltabiliyorlar. Buradaki dikkat edilmesi gereken şey kahveyi filtre ya da espresso kahve olarak tüketmek gerektiği. Kahvemize koyacağımız süt, şeker, şurup, tatlandırıcı vb. eklentilerin hepsinin vücudumuza ilave etkileri olduğunu göz önünde bulundurmak gerekiyor.

İddia Ediyoruz Bu Yazıyı Okuduktan Sonra Çay Yerine Kahve İçeceksiniz…
Son yapılan çalışmalar, kafeinin diyabete yakalanma riskini azaltabileceğini doğruluyor. Günde 3 fincan kahve tüketimi, diyabete yakalanma riskinizi %42 azaltıyor!
Ömrü uzatıyor! Bazı araştırmacılar antioksidanların zararlı olduğunu düşünse de, bir kısmı bunun ömrü uzattığını söylüyor.

Anlayacağınız düzenli olarak kahve içerek yağ yakımını hızlandırabilirsiniz.
Çay, kafein ve L-theanine içerir. Theanine, rahatlamanıza yardımcı olurken kafein beyindeki adenozin reseptörleriyle etkileşime girerek yorgunluk hissini azaltır.

Yüksek oranda antioksidan içermesi sebebi ile kahve klasik batı tarzı diyetlerin bir numaralı tercihi. Araştırmalar, kahve içerisindeki antioksidan miktarının birçok meyve ve sebzeden fazla olduğunu gösteriyor.

Kahve, içerdiği kafein miktarı sayesinde uyanık kalmanıza ve dikkatinizi toplamanıza yardımcı olabilir.
Kahvenin çaydan çok daha fazla kafein içerir, bu sayede fiziksel performansınızı artabilir ve kendinizi daha az yorgun hissedebilirsiniz.
Ancak yine hatırlatalım, herhangi bir sağlık sorununuz ya da sağlık sorunu riskiniz var ise mutlaka doktora danışmanızı öneriyoruz.