Göbeklitepe’den Bin Yıl Daha Eski Olduğu Düşünülen Boncuklu Tarla
Ülkemizin yer aldığı coğrafyanın, tarih boyunca birçok farklı medeniyete ev sahipliği yapmış, eski bir yerleşim bölgesi olduğu biliniyordu. Ancak son yıllarda Türkiye’de yapılan arkeolojik kazılar, insanlık tarihi hakkında bilinen her şeyin tekrar sorgulanmasını ve tarihteki bilgilerin değiştirilmesini sağlayacak nitelikte.
Boncuklu Tarla İsmi Nereden Geliyor?
Boncuklu Tarla, ilk olarak 2008 yılında yapılan yüzey araştırmaları ile keşfedildi ve bölgede çok fazla boncuk bulundu. Bunu gören yöre halkı da bölgeye “Boncuklu Tarla” ismini verdi.
2012 yılında başlayan ve şu an %15’i tamamlanan kazıların yıllarca sürmesi bekleniyor. 8 yıl boyunca devam eden kazılar sonucu elde edilen bilgilere göre; bu yerleşim yeri M.Ö. 12.000’lerde inşa edilmiş ve M.Ö. 7.000’lerde terk edilmiş. Yani Boncuklu Tarla yerleşim olarak Göbeklitepe’den de eski.
Çok sayıda mezar ve mimari kalıntının çıkarıldığı bölgede; mezarlardaki iskeletlerin üzerinde şu ana kadar 20.000’in üstünde boncuk tespit edildi. Arkeologlar boncukların süsleme amaçlı olduğunu ve 12 bin yıl önce dahi süsleme yapıldığını düşünüyor.
İnsanlık tarihinin avcı–toplayıcılıktan, yerleşik hayata geçiş süreci; tüm insanlık tarihini değiştiren ve insanlığın bugünkü haline gelmesine büyük katkı sunan oldukça önemli bir dönem. Avcı–toplayıcılıktan, yerleşik hayata geçiş aşamaları temel hatlarıyla bilinse de Boncuklu Tarla’da, bu geçiş döneminin daha da aydınlatılmasını sağlayacak önemli bulgular gün yüzüne çıkıyor.
Arkeologlar, Boncuklu Tarla’nın buğday ve arpanın nasıl insanlar tarafından yetiştirilmeye başladığı, keçi ve koyun evcilleştirilmesi gibi yerleşik hayata geçişi sağlayan birçok konuda bilgi verdiğini belirtiyor. Şu ana kadar keşfedilen eski uygarlıklar düşünüldüğünde, Boncuklu Tarla; avcı–toplayıcılıktan, yerleşik hayata; dolayısıyla tarım toplumuna ve üretime geçen ilk insanların yaşadığı bölge olarak düşünülebilir.
Ayrıca kazılarda bulunan mezarlardaki iskeletlerin pozisyonları, bölgede yaşayan insanların yeniden doğuşa inandıklarını kanıtlayacak nitelikte. Şu an için tarihin bilinen en eski insanları; ölüleri için ayrı mezarlıklar yapmak yerine ölülerini evlerinin altına, ana rahmindeki cenin pozisyonunda gömmeyi tercih etmişler. Bu da aslında ölülerini yanlarından uzaklaştırmak istemediklerini ve onları cenin pozisyonunda gömerek yeniden doğuşlarını kolaylaştırmayı amaçladıklarını düşündürüyor.
Mezarlardan; boğa, geyik, leopar, yılan, dağ keçisi gibi hayvanların şekillerinden yapılmış yaklaşık 20.000 boncuk çıkarıldı. Bu; o dönemde yaşayan insanların karşılaştıkları hayvanlar hakkında fikir vermesinin yanında sanatın da temel ihtiyaçlar kadar önemli olduğunu bizlere bir kez daha gösteriyor.
20Zor şartlarda yaşanılan ve yaşamak için birçok ağır iş yapılması gereken bir dönemde, mezarların çeşit çeşit boncuklarla süslenmesi, mezarlarda kemer, toka, küpe ve değişik süs eşyalarının yer alması sanatın insanlık tarihi kadar eski olduğunu kanıtlıyor.
Henüz %15’i tamamlanan ve birçok yeni buluntu ortaya çıkaran Boncuklu Tarla kazıları, önümüzdeki günlerde hepimizi şaşırtacak yeni bilgiler edinmemizi sağlayacak gibi görünüyor.
1995 yılından beri Urfa Göbeklitepe’de devam eden kazı çalışmaları, Göbeklitepe tarihinin 10.000 yıl öncesine kadar dayandığını ortaya çıkarmıştı. Şu an Göbeklitepe tarihteki en büyük ve en eski ibadet merkezi olarak biliniyor. Mısır Piramitleri’nden 7500 yıl daha eski olan Göbeklitepe’deki tapınakları inşa edildikten yaklaşık 1.000 yıl sonra yığma kum ile insanlar tarafından üstleri kapatılmış ve şimdi orada koca bir tarih gün yüzüne çıkıyor.
Tüm dünya Göbeklitepe’deki çalışmaları büyük bir ilgiyle takip ederken bir haber de Mardin Boncuklu Tarla’dan geldi. Yaklaşık 8 yıldır Mardin’in Dargeçit ilçesinin Ilısu Mahallesi’nde devam eden kazılarda insanlık tarihinin zengin Neolitik Çağ buluntularına rastlandı.