Fransa’da 1915 Yılında Yaşanan Zehirli Ekmek Hadisesi Nedir?
Fransa’nın Grad bölgesinde 300 kişinin yaşadığı küçük bir yerleşim alanı olan Pont-Saint Esprit köyünde gerçekleşen bu olay tüm köyün delirmesiyle ve yedi kişinin ölümüyle sonuçlanırken tarihe de lanetli ekmek olayı olarak geçti.
Örneğin olayların yaşandığı dönemde 11 yaşında olan Charles Granjhon büyük annesini boğmaya çalışmış, işçi Gabriel Validire kendisinin öldüğünü, oda arkadaşının karnının da yılanlar tarafından yendiğini söylemişti. Başka bir yaşlı kadın kaplanların ona saldırdığını öne sürüyordu.
Kısacası neredeyse tüm köy aynı anda hayal görmeye başlamıştı. Bu hayalleri ise ejderhalar, kaplanlar, yılanlar ve daha birçok yaratık kaplıyordu.
Olay büyümeye devam edince yetkililer duruma el koydu ve 300 kişi üzerinde araştırmalar başladı. Hatta bunlardan 50’si akıl hastanesine yatırıldı. Bu hastalar arasında kalbinin yerinden çıktığını ve doktorlardan onu yerine koymasını isteyenler bile vardı.
Aradan günler geçti ama hiçbir şey normale dönmedi, hatta daha kötüye gitti. Örneğin olaylar başladıktan 8 gün sonra bir hasta kendini akıl hastanesindeki odasının penceresinden “Ben bir uçağım” diye attı.
Peki Bu Ekmeğin İçinde Ne Vardı?
Zaman geçip araştırmalar sonuç vermeye başlayınca 300 köylünün delirdiği ve 7 kişinin öldüğü bu olaylar zincirinin sorumlusu olarak köyün fırıncısı Roch Briand gösterilmeye başlandı.
Zira yapılan araştırmalarda köylülerin yediği ekmeklere ergot isimli bitki mantarı veya mantarın içindeki kimyasalların karıştığı ortaya çıktı. Ergot mantarı ise en güçlü halüsinojen maddelerden biri olarak biliniyor.
Tüm işaretler ekmeklerin içine karıştırılmış olan ergot mantarını işaret etse de soru işaretleri hiç bitmedi.
Ergot mantarının işlenmeden unun içine karıştırılması bu kadar büyük bir halüsinasyon dalgasına sebep olabilir miydi? Fırının yüksek ısısı bu etkileri yok edemez miydi?
O dönemdeki bilim bunları henüz aydınlatamıyordu.