Fransa’nın ilk kadın imamı: Kahina Bahloul
Müslüman-Cezayirli bir baba ile Hristiyan ve Yahudi kökenli Fransız bir annenin çocuğu olan, hukuk mezunu Kahina Behloul, imam olma sürecinin uzun olduğunu belirtti. 42 yaşındaki Bahloul, Fransa’da doğmuş ama Cezayir’de büyümüş. Kendi ifadesine göre bu ülkede köktendinciliğin yükselişine ve inancının ‘çarpık bir versiyonuna’ tanık olmuş.
İslam’ı modernize etme söylemiyle yola çıkan Fransa’nın ilk kadın imamı Kahina Bahloul, Fransa İslamı’nın zamanının geldiğini öne sürüyor

Fransa’nın ilk kadın imamı: Kahina Bahloul
Bugün Hala Ortaçağ’da Üretilen Fikirler Üzerinden Yaşıyoruz.
Euronews’e konuşan Bahloul, Fransa’ya döndükten sonra, dini alanda eğitim veren École Pratique des Hautes Études’de İslami araştırmalar alanında doktorasını tamamlamış. Kendisini bu alanla ilgilenmeye iten nedenlerden birinin, “İslam’ın içindeki anlam krizi” olduğunu söylüyor. Bahloul, “Bu krizin esas olarak Müslüman düşüncesindeki durağanlıktan kaynaklandığına inanıyorum. Yani, bugün hala Ortaçağ’da üretilen fikirler üzerinden yaşıyoruz.” iddiasını öne sürüyor. “Bugün İslam fıkıh ekolleri, dinin tüm normatif yanını oluşturan kesimi, Ortaçağ bakış açısına sahip. Bugün bu düşünceyle hareket etmek mümkün değil.” ifadesini kullanan Fransız kadın imam, “Bence bu krizden çıkış için Müslümanlar sahip oldukları kaynaklarına geri dönmeli; 21. yüzyılın, bugünün araçlarıyla bu metinleri yeniden okumalı ve yorumlamalı” diyor.

Bir Sabah Uyanıp İmam Olmaya Karar Vermedim.
İslam’ın kutsal metinlerini geliştirmek için nasıl yola çıktığını örneklemenin en somut yolunun imam olmak olduğunu söyleyen Bahloul, “Bir sabah uyanıp imam olmaya karar vermedim. Bu bir yolculuk, maneviyata, insanın kendi özüne dönüş yolculuğu, sufizimle ilgili bilgilerimi derinlemesine keşif yolculuğu. İslam’ın manevi yönünü temsil eden sufizm, sufi yazarları, düşünürleri, İbni Arabi gibi büyük manevi önderleri tanımamı sağladı. İşte bu noktada anladım ki kadın imam konusu bolca tartışılmış, incelenmiş, bazı dönemlerde bir kadının imamlık yapabilmesi fıkıhçılar, sufiler ve filozoflar arasında ciddi bir tartışma konusu olmuş. Ancak maalesef İslami düşünce özellikle bu son yüz yılda idrak ettiğimiz bir gerileme yaşadı ve kadın imam meselesi alimlerin tartışmalarından tamamen dışlandı, neredeyse yasaklı hale geldi.” diyor.
