Yabancı Dil Öğrenme Korkusu
Hepimizin artık idrak ettiği üzere dünya bir köy ve her birimiz farklı dil, din ve ırka sahip olmamıza rağmen bu köyün yerlileriyiz. Konuştuğumuz dillerin farklı olması ise biz yerlilerin anlaşmasını zorlaştırıyor. Bu yüzden tüm dünyanın kabul ettiği İngilizce, Fransızca, Arapça gibi yaygın olarak konuşulan dilleri öğrenme çabasındayız.
Ülkemizde okul öncesi dönemden başlayarak tüm okullarda yabancı dil eğitimi verilmekte, dil öğrenmenin önemi vurgulanmaktadır. Ancak bu kadar erken başlanmasına rağmen başka bir dil öğrenmekte ülkece hala zorlanıyoruz. Yapılan araştırmalarda da özellikle ülkemizde yabancı dil konuşma fobisi olduğunu bazı raporlarla belirlemişlerdir.
Hazırlanan raporda yabancı dil konuşma korkusu birden fazla nedene bağlı olarak açığa çıkabiliyor. Karakteristik özellikler, yüklenen anlamın büyüklüğü, performans kaygısı, başarısızlık korkusu, özgüven eksikliği, yetersiz bilgi neden olabilmektedir. Kültür, sosyo-ekonomik düzey ve eğiticinin rolü de konuşmaya yönelik tutumu etkilemektedir.

Yabancı Dil Öğrenme Korkusu
Yabancı dil öğrenmeye yüklenen anlam da dil öğrenimini zorlaştırabilmektedir. Yabancı dilin amacı farklı coğrafyalardaki diğer insanlarla aynı dili konuşabilmek ve iletişim kurabilmektir. Ancak yabancı dil konuşma safhasında ortaya çıkan kaygı durumu iletişimi daha başlamadan bitirmektedir. Belki de bunun en büyük nedeni yabancı dil derslerinin müfredatta zorunlu bir ders olarak sunulmasıdır.
Öğrencilerin derslere yönelik algısı kalmak ve geçmek üzerinedir. Lise, üniversite sınavlarında başarılı olmak için gerekli olan bilgi araçları olarak görürler dersleri. Oysa yabancı dil öğreniminin amacı karneye etki edecek bir puandan çok daha ötedir. Öğrencilerin yabancı dil eğitimini yaşam ve etkileşim alanını genişletecek bir araç olarak görmesi sağlanmalıdır.
Horwitz ve arkadaşları yabancı dil kaygısının “akademik ve sosyal ortamlarda performansın değerlendirilmesi” ile ilgili olduğunu ifade ederek bunu üç tür kaygı ile bağdaştırmıştır. Bunlar; “iletişim korkusu”, “sınav kaygısı” ve “olumsuz değerlendirilme korkusu” dur.
Tabii ki bu yersiz korkulardan arınıp en az bir dil daha çok iyi bir şekilde, not kaygısı gütmeden öğrenilmesi gerekir. Hem kültürel hem sosyal hatta ekonomik açıdan fazlasıyla yarar sağlayacaktır. Atalarımız boşa dememiş, Bir dil bir insan, iki dil iki insan…