Fransızcadan Türkçeye Geçen Sıklıkla Kullandığımız Kelimeler
Fransız dili ve kültürüyle etkileşim açısından ilk temaslar bu kültürü dünyaya yaymayı amaçlayan üyelerinin çalışmaların başladığı gözlemlenmiştir. Türk-Fransız ilişkileri Kanuni Sultan Süleyman devrinde resmiyet kazanıp, batılılaşma olarak da kabul edilen Tanzimat’la beraber Fransızca eğitim veren okullar açılır, Fransız dili ve edebiyatına olan ilgi her geçen gün daha da artmaya başlar. Dilde sadeleşme isteği sonucu Türkçe’de kullanılmakta olan Arapça ve Farsça kökenli kelimelerin yerine özellikle Fransızca kökenli kelimeler kullanıldığı görülür.
Batılılaşma hareketleriyle beraber Fransızcaya karşı büyük bir ilgi başlar. Dilde sadeleştirme çalışmalarına paralel olarak yeni kavramları karşılama mecburiyeti sonucu pek çok yeni kelimeye ihtiyaç duyulduğundan Fransızca kelimeleri Türkçeye uygun bir biçimde almak önemli bir seçenek olarak ortaya çıkar. Alınan bu kelimelerden bazıları, dilde kavram ve kelime olarak hiç karşılıkları olmadıkları için olduğu gibi Türkçeye aktarılırlar.
Sık kullandığımız Fransızca kelimelere örnekler;
bikini (bikini)
asansör (ascenseur)
diyet (diète)
benzin (benzine)
kuaför (coiffeur)
ambulans (ambulance)
küvet (cuvette)
helikopter (hélicoptère)
gazoz (gazeuse)
misket (mousquet)
otel (hôtel)
külot (culotte)
abajur (abat-jour)
afiş (affiche)
akrobat (acrobate)
aksesuar (accessoire)
aktör (acteur)
aktris (actrice)
alarm (alarme)
albüm (album)
alerji (allergie)
alkol (alcool)
alo (allô)
alüminyum (aluminium)
alyans (alliance)
ambalaj (emballage)
amiral (amiral)
ampul (ampoule)
anket (enquête)
ansiklopedi (encyclopédie)
anten (antenne)
antibiyotik (antibiotique)
apartman (appartement)
arkeolog (archéologue)
asfalt (asphalte)
aspirin (aspirine)
astroloji (astrologie)
atlet (athlète)
atmosfer (atmosphère)
atom (atome)
avukat(avocat)
badana (badigeonne)
bagaj (bagage)
bale (ballet)
balkon (balcon)
balon (ballon)
banknot (bank-note)
bant (bande)
baraj (barrage)
bariyer (barrière)
basen (bassin)
baskül (bascule)
bateri (batterie)
bere (béret)
beton (béton)
biberon (biberon)
bidon (bidon)
biftek (bifteck)
bijuteri (bijouterie)
bisiklet (bicyclette)
bisküvi (biscuit)
bluz (blouse)
boks (boxe)
bonfile (bon filet)
bot (botte)
buket (bouquet)
buldozer (bulldozer)
büro (bureau)
ceket (jaquette)
daktilo (dactylo)
dans (danse)
dantel (dentelle)
dedektif (détective)
dekolte (décolleté/e)
depresyon (dèpression)
desen (dessein)
deterjan (détergent)
dinozor (dinosaure)
direksiyon (direction)
doktor (docteur)
duş (douche)
egzersiz (exercice)
ekran (écran)
emaye (émaillé/e)
eşarp (écharpe)
eşofman (échauffement)
far (phare)
fayton (phaéton)
fermuar (fermoir)
file (filet)
fok (phoque)
füze (fusée)
galoş (galoche)
garaj (garage)
gardırop (garderobe)
gardiyan (gardien/ne)
garson (garçon)
gitar (guitare)
gofret (gaufrette)
golf (golf)
goril (gorille)
hamak (hamac)
hoparlör (haut-parleur)
iskelet (squelette)
jaguar (jaguar)
jartiyer (jarretière)
jimnastik (gymnastique)
jöle (gelée)
kaban (caban)
kablo (câble)
kaktüs (cactus)
kamera (caméra)
krampon (crampon)
kamyon (camion)
kanepe (canapé)
kare (carré)
karikatür (caricature)
kasket (casquette)
kaşkol (cache-col)
kazak (cosaque)
klozet (closette)
kola (cola)
kolye (collier)
komando (commando)
kombi (combiné)
konser (concert)
korniş (corniche)
korse (corset)
kovboy (cow-boy)
kraker (cracker)
krater (cratère)
kravat (cravate)
kumandan (commandant)
labirent (labyrinthe)
laboratuvar (laboratoire)
lastik (élastique)
lav (lave)
lazer (laser)
levye (levier)
limuzin (limousine)
mağaza (magasin)
manda (mandat)
manikür (manucure)
manken (manquin)
manto (manteau)
masaj (massage)
maske (masque)
mayonez (mayonnaise)
medyum (médium)
meteor (météore)
migren (migraine)
minibüs (minibus)
motosiklet (motocyclette)
ofis (office)
omlet (omelette)
paket (paquet)
palto (paletot)
pankart (pancarte)
pano (panneau)
pantolon (pantalon)
papyon (papillon)
pardösü (pardessus)
parfüm (parfum)
park (parc)
parka (parka)
paten (patin)
pedikür (pédicure)
pelerin (pélerine)
penguen (pingouin)
pense (pince)
penye (peigné)
perma (permanente)
peruk (perruque)
pijama (pyjama)
piknik (pique-nique)
pil (pile)
pilot (pilote)
pipet (pipette)
piramit (pyramide)
pirana (piranha)
plaj (plage)
polis (police)
porselen (porcelaine)
poster (poster)
poşet (pochette)
pota (poteau)
priz (prise)
pudra (poudre)
püre (purée)
radyo (radio)
raket (raquette)
ray (rail)
robot (robot)
roman (roman)
ruj (rouge)
saksafon (saxophone)
şempanze (chimpanzé)
seramik (céramique)
şezlong (chaise longue)
sifon (siphon)
şifonyer (chiffonnier)
sinema (cinéma)
sirk (cirque)
şofben (chauffe-bain)
şoför (chauffeur)
şömine (cheminée)
somya (sommier)
sosis (saucisse)
şövalye (chevalier)
spor (sport)
sütyen (soutien-gorge)
valiz (valise)
vantilatör (ventilateur)
vapur (vapeur)
varil (baril)
viraj (virage)
volkan (volcan)
volkan (volcan)
tablo (tableau)
taksi (taxi)
tanker (tanker)
telefon (téléphone)
televizyon (télévision)
tren (train)
triko (tricot)
turkuaz (turquois)
tuvalet (toilette)
prenses (princesse)
mayo (maillot)
monitör (moniteur)
pelikan (pélican)
plastik (plastique)
makyaj (maquillage)
serum (sérum)